Basında Biz
Basında Biz
Hilal Altınbilek modellik yaptı
Dünyaca ünlü manken Adriana Lima ile yaşadığı ilişkiyle adını duyuran yazar ve yaşam koçu Metin Hara ile aşk yaşadığı konuşulan oyuncu Hilal Altınbilek modellik yaptı.
Hara ile Bozcaada tatilinde el ele görüntülenen Altınbilek, Alfa Beta adlı bir abiye markasının yeni koleksiyonu için objektif karşısına geçti.
https://www.hurriyet.com.tr/kelebek/televizyon/hilal-altinbilek-modellik-yapti-41864048
Abiye Firmasının Marka Yüzü Olan Hilal Altınbilek'ten Yürek Hoplatan Pozlar
Adriana Lima'ya benzerliğiyle dikkat çeken ve şimdilerde Lima'nın eski sevgilisi yazar Metin Hara ile birlikte olan Altınbilek, abiye markası Alfa Beta için objektif karşısına geçti.Markanın elbiseleriyle göz dolduran Hilal Altınbilek, oyunculuğunun yanı sıra modelliğiyle de iddialı olduğunu gösterdi. Oyuncunun pozlarına "Turkish Lima" yorumları yapıldı.
MARKA YÜZÜ OLDU
Hilal Altınbilek oyunculuktaki iddiasını modellikte de gösterdi.Yazar Metin Hara ve Adriana Lima 2017 yılında tanışmış ve arkadaşlıkları zamanla aşka dönüşmüştü.
https://www.habercaddesi.com/haber/marka-yuzu-oldu-16922
Hilal Altınbilek takipçilerini mest etti, adeta melek gibiydi!
Kadın elbise ve aksesuar markasının tanıtım yüzü olan ünlü oyuncu, giydiği kıyafetlerle adeta bir moda gösterisindeydi… Hilal Altınbilek, instagram hesabından reklam videosunu yayınladı ve takipçilerinden de birçok iltifat aldı.
"Bu nasıl güzellik, peri kızı gibisin, melek gibisin” şeklinde binlerce yorum yapıldı. Ünlü oyuncuya iltifat üstüne iltifat geldi… Hilal Altınbilek hayranları hem dizideki performansından hem de güzelliğinden ötüre oyuncuya sosyal medyadaki her paylaşımında sayısız iltifatta bulunuyor.
İşte Hilal Altınbilek’in yeni reklam filmi:
https://televizyongazetesi.com/hilal-altinbilek-takipcilerini-mest-etti-adeta-melek-gibiydi/1236756
Hilal Altınbilek ile Röportaj
Hilal Altınbilek ile oyunculuk, hayat ve moda hakkında samimi bir sohbet
-
Pandemi dönemiyle başlayalım sohbete. Neler yaptınız bu dönemde? Nasıl bir ruh haline sahipsiniz?
Tüm dünyanın yaşadığı bir sağlık tehdidi, elbette endişe verici. Bu süreci olabildiğince verimli geçirmeye gayret ettim. Meslek hayatımda hep şehir dışı setlerde çalıştım, o yüzden evde olmak, evde kalmak iyi geldi bana. Listemdeki kitapları okudum, beklettiğim film ve dizileri izledim. Herkesin kendisiyle baş başa kaldığı, hayatla doğayla yüzleştiği bir dönemdi bence. Eminim bütün insanlık ortak bilinçteydik.
-
Oyuncu olmayı çocukken aklınıza koymuşsunuz. Peki, süreç nasıl gelişti? Nasıl oyuncu oldunuz?
Evet, oyuncu olmak hep en büyük hayalimdi. İlkokul ve ortaokulda tiyatroyla ilgilendim. Sonrasında Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nin Actor Studio bölümünden mezun oldum. Birçok değerli isimden özel ders aldım ve kısa süre sonra kariyerime İzmir’de günlük bir diziyle başladım.
-
Bir Zamanlar Çukurova’da izliyoruz sizi. Dönem dizisinde yer almak nasıl bir fark yaratıyor oyuncu açısından?
Tabii ki farklı; diliyle, anlatımıyla, yazımıyla ve görsel aktarımıyla diğer projelerden farklı olması gereken durumlar var... Bunlar oyunculukları da etkiliyor haliyle. Bugünün kodlarıyla değil de başka bir dönemde yaşamış bir insan olarak kameranın karşısına geçmek, o bakış açısıyla oynamak heyecan verici bir deneyim.
-
Peki, İstanbul’dan uzak bir sette, Adana’da olmak? Daha önce de Karagül için Antep’te kalmıştınız...
Tabii ki kolay değil. Ailenden uzak, sevdiklerinden uzak... Deşarj olmak istediğin zamanlarda onları çok arıyorsun. Fakat iyi yönlerinden de bahsetmek isterim. Adapte olmak, hikayenin etkisine daha fazla girebilmek ve orada kalabilmek adına büyük faydaları var. Bir oyuncu için, özellikle bu işe yeni başlayan oyuncular için aranıp da bulunamayan güzel bir fırsat. O sebeple Karagül projesinde de çok şanslı olduğumu hissediyordum. İkinci işimdi, doğru ve iyi oynamak adına çok çabaladığım bir projeydi. Çalışmak, konsantre olabilmek için çok zamanım oldu.
-
Nümeroloji merakınız olduğunu biliyorum. Biraz anlatır mısınız? Nasıl merak saldınız? Nelere dikkat edersiniz? Uğurlu uğursuz olduğunu düşündüğünüz sayılar neler?
Aslında tesadüfler sonucu keşfettiğim bir durum. Kapı numaram, oda numaram, koltuk numaram, güzel haberler aldığım tarihler, sevdiğim insanların doğum tarihleri, kendi doğum tarihim gibi sayıların benzerliği benim belli sayılara sempatimi arttırdı... E hal böyle olunca uçakta koltuk numaramı, önemli işlerimi alacağım tarihleri, oda numaramı seçerken bu sayılara dikkat ediyorum. Yani uğurlu kabul ettiğim belli sayılarım var sadece, numerolojiye genel olarak merak sarmış değilim yoksa...
-
Rüyalarınız da çıkıyormuş. Yakın zamanda neler gördünüz? Neler gerçekleşti?
Evet, öyle şeyler yaşıyordum fakat bunu konuşmaya başladıktan sonra pek yaşayamadım... Sadece hislerim diğer insanlardan daha kuvvetli diyebiliriz.
-
Genellikle İzmirliler çok severler memleketlerini. Bir gün İzmir’e dönme hayaliniz var mı?
Ben içinde bulunduğum zamanı yaşamayı pek bilmem. Çocukken de öyleydim; aceleci, hırslı, hedef odaklı... Çok küçük yaşta oyuncu olmayı hedeflediğim için İstanbul’da yaşamam gerektiğini biliyordum ve yaşadığım yerin değerini, güzelliklerini fark edemedim, yaşayamadım. O yüzden dönme planım ya da özlemim yok... Ailem için arada gidip geliyorum sadece.
-
Sosyal medyadan gördüğüm kadarıyla baba-kız çok güzel bir ilişkiniz var. Arkadaş gibi misiniz babanızla?
Babam benim en yakın dostum, yaşam koçum. Birçok yönden çok şanslı bir kız çocuğuyum. Annem ve babam çok özel insanlardır. Beni hayata tutunmam için en iyi şekilde hazırladıklarını attığım her adımda hissedebiliyorum.
-
Çok güzel bir köpeğiniz var. Nasıl sahiplendiniz? İsmini nasıl koydunuz?
Beagle’ları çok severim. Biraz astrolojiyle ilgileniyorum. Jüpiter de sevdiğim gezegenlerden, adını bu sebeple Jüpiter koydum. Bir tane daha sahiplenirsem adını Venüs koyabilirim (gülüyor).
-
Mesleki olarak nasıl hedef ve hayalleriniz var?
Bir Zamanlar Çukurova üçüncü sezonuyla devam ediyor. İçinde bulunmaktan mutlu olduğum bir dizi. Züleyha da hayata karşı güçlü bir duruşu olan bir kadın, bu halini seviyorum. Bundan sonra farklı, güçlü bir akademik kariyeri olan kadın karakteri oynamak isterim. Asgari kariyer hedefim, her projemde kendimi bir öncekinden daha iyi hissetmek. Önceliğim bu... Daha genel bir yanıt vermem gerekirse çok daha cesur, orijinal hikayelerde yapabileceklerimi keşfetmek isterim.
-
Kendinize nasıl bakıyor, formunuzu nasıl koruyorsunuz? Bakım ritüelleriniz, beslenme ve spor alışkanlıklarınız neler?
Cilt bakımıma çok özen gösteririm, kremlerimi sürmeden uyuduğum bir gün hatırlamıyorum aynı şekilde güne başlarken de mutlaka krem sürerim. Sağlıklı yiyecekler hep tercihimdir. Bazı günler fazla ya da sağlıksız beslendiğimi hissettiğimde sonraki gün mutlaka telafisini yaparım. Bolca su içerim, yatmadan yoğurt tüketirim.
-
Hayatta size ne ilham verir, ruhunuzu iyileştirir?
Güzel olan her şey bana ilham verir. Doğayı ve doğallığı çok seviyorum. Biraz huzursuz hissettiğimde deniz kenarında ya da ormanda yürüyüş yapmak beni hemen kendime getirir.
-
Stilinizi nasıl tanımlarsınız?
Stilim ruh halimle çok ilgilidir. O gün nasıl hissettiğim hemen kıyafetlerime ve giydiğim renklere yansır.
-
Gardırobunuzdaki sizin için en kıymetli parça ne? Neden?
Benim için en önemli parça beyaz tişört. Her zaman elimin altında bulunur ve her şeyle kombinleyebilirim.
-
En çok neye para harcarsınız?
Cilt bakım ve eczane ürünleri... Özetle sağlık diyebilirim.
-
Yakın zamanda AlfaBeta ile bir iş birliğine imza attınız. Yollarınız nasıl kesişti, süreç nasıl ilerledi?
Teklif geldiğinde çok mutlu oldum çünkü iyi bildiğim bir marka. AlfaBeta yalnızca tasarımlarıyla ya da vizyonuyla değil, çalışma sistemiyle de çok farklı bir marka. Bir ‘his’ markası diyebilirim. Herman bey beni gördüğünde bu uyumu hissetmiş ve benimle çalışmak istediğini söylemiş ekibine. Küçükken annemin özel gecelerdeki şıklığı AlfaBeta ile taçlanırdı şimdi ben markayı temsil ediyorum. Ne mutlu ki kadınla özdeşleşmiş ve geçmişi olan bir marka ile birlikte yürüyoruz.
-
AlfaBeta kadınını nasıl tanımlarsınız?
AlfaBeta kadını sadece bir kadın değil. Zaten bu yaklaşım ve vizyondan çok etkilenmiştim. Aslında hepimiz kendi içimizde farklı kadınlar barındırıyoruz. Öfkeli, çılgın, sakin, korkak, cesur, sessiz, iddialı... Onlardan alıntılıyorum; "Alfa ve beta tek bedende!” AlfaBeta kadını, içindeki bütün kadınlarla, bütün duygularla bir bütün ve tabii ki kaçınılmaz bir şekilde büyüleyici.
-
Özel bir davete katılmanız gerektiğinde nasıl hazırlanırsınız? Nelere dikkat edersiniz?
O konularda çok planlıyım. Bütün parçalarda sade seçimler yapmaya fakat sadece bir noktada göz alıcı bir detay yaratmaya çalışırım.
https://www.instyle.com.tr/fotohaber/hilal-altinbilek-ile-roportaj--18197/8
Victoria's Secret meleği Maryna Linchuk'tan Türkiye mesajı
Arkadaşının yanında gittiği yerel bir ajans tarafından 13 yaşında tesadüfen keşfedilen ünlü model Maryna Linchuk, Instagram hesabından Türkiye’ye çocukluğundan beri gelmek istediğini duyurdu…
IF Wedding Fashion İzmir 2018'e ev sahipliği yapan Fuar İzmir'de düzenlenen 'AlfaBeta SS 18 Couture' gala defilesinde, aralarında Victoria's Secret meleklerinden Maryna Linchuk ve Ayşe Hatun Önal'ın da bulunduğu birbirinden ünlü mankenler podyuma çıktı.
https://www.cnnturk.com/yasam/alfabeta-ss-18-couture-defilesi-izmirde-yapildi?page=1
Victoria Secret meleklerinden Süper Model Maryna Linchuk Türkiye’ye geliyor..
Victoria Secret meleklerinden Süper Model Maryna Linchuk İzmir’de düzenlenecek olan 12.Gelin Damat Abiye Fuarı Gala defilesinde podyumda yürüyecek
VICTORIA SECRET MELEĞİ MARYNA LINCHUK İLK KEZ TÜRKİYE’YE GELİYOR…
DÜNYACA ÜNLÜ VS MELEĞİ MARYNA LINCHUK ALFABETA İÇİN PODYUMDA YÜRÜYECEK.
Abiye giyimin öncü isimlerinden AlfaBeta için 16 Ocak’ta İzmir’de düzenlenecek olan 12.Gelin Damat Abiye Fuarı Gala defilesinde podyumda yürüyecek olan Victoria Secret meleklerinden Süper Model Maryna Linchuk Türkiye’ye geliyor…
Organizasyonunu Öner Evez’in üstlendiği defilede podyuma çıkacak olan Victoria Secret meleği Maryna Linchuk, Türkiye’de ilk kez podyuma çıkacağı için çok heyecanlı olduğunu belirtti.
AlfaBeta SS 18 Couture” gala defilesi, If Wedding Fashion İzmir 2018 kapsamında büyük ilgi gördü
IF Wedding Fashion İzmir 2018 kapsamında, İzmir de düzenlenen "AlfaBeta SS 18 Couture” gala defilesinde Öner Evez’in koreografisiyle podyumda yürüyen ünlü VS meleği Maryna Linchuk ve Ayşe Hatun Önal’a aralarında Merve Büyüksaraç, oyuncu ve model Tuba Melis Türk ve Ece Begüm Yücetan gibi isimlerin de olduğu 30 model eşlik etti..
"ALFA BETA SS COUTURE” GALA DEFİLESİ, IF WEDDING FASHION İZMİR 2018 KAPSAMINDA BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ…
IF Wedding Fashion İzmir 2018 kapsamında, İzmir de düzenlenen "AlfaBeta SS 18 Couture” gala defilesinde Öner Evez’in koreografisiyle podyumda yürüyen ünlü VS meleği Maryna Linchuk ve Ayşe Hatun Önal’a aralarında Merve Büyüksaraç, oyuncu ve model Tuba Melis Türk ve Ece Begüm Yücetan gibi isimlerin de olduğu 30 model eşlik etti…
VS MELEĞİ MARYNA LINCHUK, "KENDİMİ PRENSES GİBİ HİSSETTİM”
Victoria Secret meleği Maryna Linchuk, "Alfa Beta kıyafetleri içinde kendimi prenses gibi hissettim” diyen ve Türk yemeklerini çok sevdiğini belirten ünlü model, nazar boncuğu ile ilgili gelen soruya, "Çocukluğumda annemin taşıdığı bilekliğinde vardı. Çok iyi biliyorum o yüzden. Nazara da inanıyorum” dedi.
AYŞE HATUN ÖNAL, "BÜTÜN KOLEKSİYONU GİYMEK İSTEDİM”
Yıllar sonra podyuma çıkan Ayşe Hatun Önal, "Herman Mıhçı inanılmaz bir koleksiyon hazırlamış. Hepsini giymek istedim” dedi.
HERMAN MIHÇI, "ÇOK İYİ BİR EKİPLE ÇALIŞTIM”
Alfa Beta’nın sahibi ve baş tasarımcısı Herman Mıhçı, "Kendimi huzur ve güvenle teslim ettiğim bir ekiple çalıştık ve iyi bir iş çıkardık. 48 parçadan oluşan Alfa Beta SS Couture 2018 için 30 model podyuma çıktı. Bir dünya meleği olan Maryna Linchuk ve Türk meleğimiz Ayşe Hatun Önal, podyumda göz kamaştırdı adeta. Tüm ekibimize teşekkür ediyorum” dedi
İşte kadınların gizli kahramanı!
Haftada en az üç kere davete katılan ve hepsinde farklı kıyafetler giyen kadınların gazete ve dergilerde çıkan fotoğraflarını gördüğünüz zaman aklınızdan ne geçiyor? Bu kıyafetleri nereden, nasıl ve kaça aldıklarını düşünüyorsunuz değil mi? Sıkı durun gizli kahramanı açıklıyoruz. Geceleri çok gezen, çok giyinen kadınların önemli bir kalesini düşürüyoruz.
Firmanın ismi Alfabeta. İlk mağazasını 1993’te Osmanbey’de açtı. Sonraki yıllarda abiye satan küçük butiklere mal vermeye başladı. İsmi kulaktan kulağa yayıldı. Önemli markaların çok benzerlerini yapıyor ve ucuza satıyordu. Sahibi Herman Mıhçı çok pahalı gibi gözüken elbiseleri çok ucuza üretip, satmasıyla meşhur. Ama bugüne kadar hiç röportaj vermedi. Citys Alışveriş Merkezi’nin içinde hayallerindeki gibi bir Alfabeta butiği açınca ortaya çıktı.
Annesi Bomonti’nin önemli ev terzilerinden biriydi. Çok iyi giyinen, modayı yakından takip eden güzel bir kadındı. O küçükken kadınlar provaya gelir, kumaşlar seçilir, dergiler karıştırılır, modeller beğenilirdi. Liseyi Avusturya Lisesi’nde okudu. Bitirdikten sonra üniversite okumak için Los Angelas’a gitti ama üç ay sonra geri döndü. Ne yabancı memleket ne de üniversite umurundaydı. Türkiye’ye döndü ve para kazanmaya başladı.
Amerika’da kadınların üzerinde gördüğü süslü eşofmanların taklitlerini İstanbul’da üretmeye başladı. Kendi malını kendi pazarlıyordu. İç çamaşırı satan dükkanlara, kuaförlere, eczanelere mal veriyordu. Eşofmanın dışarı çıkarken de giyilebileceğini Türk kadınına öğretmeyi iş edindi: "Etiler’de tam merkezdeki bir eczaneye eşofmanlarımı koymak istiyordum. Çünkü üst katında ünlülerin gittiği bir kuaför vardı. İki üç kere gidip, ister misiniz diye sordum. Eczanede eşofmanın ne işi var diye terslediler. Sonra bir plan yaptım. İki gün arayla annemi, teyzemi, tanıdığım başka kadınları eczaneye gönderip eşofman sordurdum. Ama hepsi Mercedes otomobille ve üzerlerine kürk giyip gidiyorlardı. Bir ay sonra eczaneye tekrar gidip eşofman almak ister misiniz diye sordum. Sabah akşam eşofman soruyorlar, hemen getirin koyalım dediler."
Eşofman sayesinde kendini kanıtlamıştı. Başka ailesi olmak üzere yakın çevresindeki insanlar Herman’ın ticarette başarılı olacağına inanmışlardı. Ama ne yazık ki kendisi "Eşofmancı Herman" lakabını sevmemişti. Daha esnek bir alana triko sektörüne kaydı. İşi öğrenmek için önemli triko firmalarında çalıştı. İki yıl sonra kendi trikolarını üretmeye başladı: "O zamanlar bir sezonda bir desen patlatman yeterdi. O bir tutuldu mu sırtın yere gelmezdi."
TRİKO DENİZİ BİTTİ ABİYE FIRTINASI BAŞLADI
Triko denizi 1992’de bitti. Kararını vermişti, artık daha parlak daha şatafatlı sularda yüzecek, abiye işine girecekti. 1993’te Rumeli Caddesi’nde sadece abiye elbiseler satan Alfabeta mağazası açıldı. O yıllarda sadece abiye satıyor diye piyasada adı çılgına çıkmıştı. Ama sonra herkes peşinden geldi. Birkaç markayı bir arada satan küçük butikler, Alfabeta da satabilmek için Herman Mıhçı’nın kapısında sıra beklediler. Avusturya, Yunanistan, İtalya, Almanya, İsrail, Fransa, İsviçre, İran, Rusya, S. Arabistan, Lübnan, Romanya başta olmak üzere birçok ülkeye ihracat yaptı.
Bu markanın birinci sırrı çeşit. Mıhçı bir sezonda 500 farklı model üretiyor. Atölyesi 24 saat çalışıyor: "Diyelim ki televizyonda, bir davette ya da konserde birinin üzerinde bir elbise gördüm. Anında gelir benzerini yaparım. Atölyede 300 bin metre kumaş hazır bekler. Yüzlerce renk ve desen var. Eğer gördüğüm elbisenin kumaşının benzeri yoksa kahrolurum." Yurtdışında Roberto Cavalli senin Christian Dior benim dolaşıyor, beğendiği elbiselere binlerce Euro verip satın alıyor, atölyeye getirip o elbiselerin onar değişik versiyonunu yapıyor: "İlham aldığım yüzlerce kıyafet var. Beynimde 20 yıl öncesi de, dün gece gördüklerim de kayıtlı. Mesela geçen ay Gönül Yazar’ın 74 senesinde Caddebostan Maksim’de sahneye çıktığında giydiği bir kıyafetin benzerini yaptım. Yani bugün gördüğümü bugün kopyalamıyorum. Biriktiriyorum, üzerine bir şeyler ekliyorum."
ADINI SÜPERMARKETTEN ALDI
Alfabeta markası ismini Los Angelas’taki bir süpermarketten alıyor. Herman Mıhçı üniversite okumak için gittiği üç aylık dönemde vaktinin büyük bir çoğunluğunu burada geçirirmiş: "O zamanlar kredi kartı yoktu. Alışveriş yaptığın zaman çek keserdin. Ben de en çok Alfabeta süpermarkete çek keserdim. Alfabeta beynime kazındı. Türkiye’ye döndüğümde firmama isim ararken aklıma önce Alfabeta geldi."
İÇİMDE ARAP RUHU VAR
İtiraf edeyim benim içimde bir Arap ruhu var. İstesem de modern şeyler üretemem. Ama Türk kadınları da benim gibi. Sade şeyleri sevmiyor. Mağazada en çok işlemeliler, güllü dallılar, abartılı olanlar satılıyor.
https://www.hurriyet.com.tr/kelebek/iste-kadinlarin-gizli-kahramani-8617777